Hasan Dinçer
Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Mustafa Savaş
Rıdvan Eşin

Bayraktar Tarımda Kuraklık Raporunu açıkladı

EKONOMİ (YUG) - Haber Merkezi | 22.12.2020 - 13:24, Güncelleme: 22.12.2020 - 13:45 2260+ kez okundu.
 

Bayraktar Tarımda Kuraklık Raporunu açıkladı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Tarımda Kuraklık Raporunu açıkladı.

ANKARA - Bayraktar, iklim değişikliğinin etkisi ile dört mevsim iki mevsime düştü. Baharlar ortadan kalktı. Ilık geçen kışlar ve sıcak geçen yazlar yaşıyoruz. Bu değişikliğinin en önemli sonuçlardan birisi de kuraklıktır. Önlem alınmazsa, gelecekte bu durum, tarımsal üretimi sekteye uğratacak, gıda güvenliği endişesini taşımamıza neden olacağını söyledi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar yaptığı yazılı basın açıklamasında sözlerini şöyle sürdürdü: "Kuraklık, dünyada önemli gündem maddelerinden biridir. Bir de pandemi süreci göz önüne alınırsa, gıdanın önemi daha çok artmaktadır. FAO Gıda Fiyatı Endeksine göre; küresel gıda ticareti kasım ayında sert bir şekilde yükselerek, son altı yılın en yüksek fiyat seviyelerini gördü. Gıda fiyatları, 6 aydır aralıksız yükselişine devam etti. 2021 yılı ise 2020 yılından daha risklidir. Çünkü bu riski kuraklık oluşturmaktadır. Ülkemizdeki kuraklık, üretimi olumsuz etkileyecektir. Aralık ortalarına kadar yağış alamazsak, risk daha çok artacaktır. Birçok ülkede kuraklık nedeniyle verimde kayıplar görüyoruz. Örneğin, Rusya’da kışlık buğday ekilişlerinin yüzde 22’sinde büyüme eksikliği tespit edilmiştir. Bu durumda Rusya ve diğer üretici ülkeler, pandemi sürecinde gördüğümüz gibi, ihracatlarına 2021 yılında da yasak koyabilirler. Nitekim, Rusya ayçiçeği ürünleri ihracatına yüzde 30 ek vergi getirmeye hazırlanıyor. Bu ürünlerde ithalatçı olan Türkiye, başka ülkelere yönelmek zorunda. Ülkeler şimdiden kapanmaya başladı. Önümüzdeki yıl buğday başta olmak üzere, bitkisel ve hayvansal ürünlerde ihracat yasaklarıyla karşılaşabiliriz. Yine buğday başta olmak üzere, stratejik ürünlerde belli bir miktar stok yapmak zorundayız. Eskiden olduğu gibi, iç piyasada fiyatlar yükseldiğinde gümrükleri düşürsek bile, ucuz fiyattan ürün bulmak mümkün değildir. Kuraklığın boyutları artarsa, paramız olsa dahi, ürün bulmak mümkün olmayacaktır. Yerli ve milli üretimden başka çaremiz yoktur. Ülkemizde boş toprak kalmamalıdır. Çiftçimizin terk ettiği boş, ekilmeyen topraklar üretime kazandırılmalıdır. Dünyada ve ülkemizde yaşanan kuraklık riskine karşı, önlemlerimizi şimdiden almazsak, yeterli üretimi sağlayamazsak, artık üretici ülkelerden ucuz buğday, ucuz et, ucuz süt ürünleri ve diğer ürünleri temin etme imkanımız kalmayacaktır. Bu ülkelerden aynı zamanda enflasyon da ithal etmiş oluruz. Bu durum ülkemizdeki birçok insanımızın gıdaya ulaşamaması demektir. Kaldı ki, paramız olsa da, bazı ürünlerin ithalatı mümkün olmayacaktır. Çok acil olarak tedbirler almalıyız. Sulanmayan alanların sulamaya açılması başta olmak üzere, yapısal sorunlara odaklanmalı, üreticilerimizin bu dönemde zaten yüksek olan elektrik ve su maliyetleri daha da artacağı için acil olarak elektrik ve sulama ücretlerinde indirime gidilmeli, üreticilerimize verilen destekler artırılmalıdır. Bu ülkeyi namerde muhtaç etmeyen üreticilerimizi topraktan soğutmamalıyız. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım, Pandemi sürecinde paramız olduğu halde, hububat alamadığımız, pirinç bulamadığımız dönemler oldu. Devam eden pandemi riski sürecine bir de kuraklık riskini eklediğimizde; 2021 yılında gıda riskinin çok daha büyük boyutlarda olacağını söyleyebiliriz. Tedbirlerini almayan ülkeleri, 2021 yılında zor günler bekliyor. Özellikle buğday gibi, temel bir ürünümüz, gıda güvenliğimiz açısından bir adım öne çıkmaktadır. Buğday tek başına ekili dikili alanların yüzde 35’ini oluşturmaktadır. Ülkemizde kuraklıktan en çok etkilenen ürünlerin başında buğday gelmektedir. Çünkü iklim, buğday için en önemli faktör konumundadır. Bugünlerde ekilişleri tamamlanmak üzere olan buğdayın üretimi, bu yüzden dalgalanmalar göstermektedir. Geçen yıl fiyatlardan memnun olan buğday üreticileri bu yıl ekim alanlarını genişletti. Üretici bu seçiminden dolayı da bir endişe içinde beklentiye girmiştir. Pandemi sürecinde, artan döviz kurlarından dolayı girdilerdeki artışlar ürün maliyetlerini yükseltmiştir. Kuraklıktan dolayı, bir de verim kayıpları göz önüne alındığında, 2021 yılında üreticinin maliyeti katlanarak artacaktır. Bu nedenle TMO, alım fiyatlarına dikkat etmelidir. Buğday fiyatları açıklandığında, üretici tüccara yönelmektedir. Böyle bir ortamda, tüccar buğdayı stoklarken, piyasada fiyatlar yükselmekte, TMO başta buğday olmak üzere, üreticiye verdiği fiyatın çok üzerinde fiyatlarla ithalat yapmaktadır. Buğdayın yanında, arz açığı olan birçok ürünün üretimi de kuraklıktan etkilenecektir, daha fazla ithalat yapılmasına neden olacaktır. Kışlık ekimleri yapılan arpa, kırmızı mercimek arz açığı olan ürünlerimizdir. Arpa, buğday Orta Anadolu da görülecek kuraklıktan etkilenirken, Güneydoğu Anadolu’da kırmızı mercimek ve kuraklık böyle devam ederse ilkbaharda ekilecek yine arz açığı verdiğimiz ürünlerden pamuk üretimi tehlike altındadır. Trakya bölgesinde arpa buğday ve yine arz açığı verdiğimiz ayçiçeği, kuraklıktan etkilenecek önemli ürünlerimiz arasındadır. Doğu Anadolu’da kuraklık yem bitkileri ve meraları etkileyecek, hayvansal üretimin düşmesine neden olacaktır. Tabii, bütün doğal afetlerden çiftçimizin zarar görmemesi mümkün değildir. Bu nedenle, doğal afetler karşısında çiftçimiz tek başına da bırakılmamalıdır. Tarım sigortası, çiftçi kayıt sistemine dahil olmayanları da kapsamalı, tüm riskleri de karşılamalıdır. Doğal afetlerden en çok zarar gören kesim olan üreticiler için sigorta yaptırmak fevkalade önemlidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin çabalarıyla sigortalanmış kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluklarında ilçe genelinde gerçekleşen kuraklık, don, sıcak rüzgar ve sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış ile dolu paketi teminat kapsamına alınmıştır. Diğer yandan, tarımda sigortalılık oranı Çiftçi Kayıt Sistemi kaydı olan üreticilerde yüzde 20’de kalmaktadır. Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, yüksek prim tutarları gelmektedir. Çiftçimiz bu fiyatlarla sigorta yaptırmakta zorlanmaktadır. Tarım sigortasında prim tutarları düşürülmeli veya devlet desteği artırılmalıdır."
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Tarımda Kuraklık Raporunu açıkladı.

ANKARA - Bayraktar, iklim değişikliğinin etkisi ile dört mevsim iki mevsime düştü. Baharlar ortadan kalktı. Ilık geçen kışlar ve sıcak geçen yazlar yaşıyoruz. Bu değişikliğinin en önemli sonuçlardan birisi de kuraklıktır. Önlem alınmazsa, gelecekte bu durum, tarımsal üretimi sekteye uğratacak, gıda güvenliği endişesini taşımamıza neden olacağını söyledi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar yaptığı yazılı basın açıklamasında sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kuraklık, dünyada önemli gündem maddelerinden biridir. Bir de pandemi süreci göz önüne alınırsa, gıdanın önemi daha çok artmaktadır. FAO Gıda Fiyatı Endeksine göre; küresel gıda ticareti kasım ayında sert bir şekilde yükselerek, son altı yılın en yüksek fiyat seviyelerini gördü. Gıda fiyatları, 6 aydır aralıksız yükselişine devam etti.

2021 yılı ise 2020 yılından daha risklidir. Çünkü bu riski kuraklık oluşturmaktadır. Ülkemizdeki kuraklık, üretimi olumsuz etkileyecektir. Aralık ortalarına kadar yağış alamazsak, risk daha çok artacaktır. Birçok ülkede kuraklık nedeniyle verimde kayıplar görüyoruz. Örneğin, Rusya’da kışlık buğday ekilişlerinin yüzde 22’sinde büyüme eksikliği tespit edilmiştir. Bu durumda Rusya ve diğer üretici ülkeler, pandemi sürecinde gördüğümüz gibi, ihracatlarına 2021 yılında da yasak koyabilirler. Nitekim, Rusya ayçiçeği ürünleri ihracatına yüzde 30 ek vergi getirmeye hazırlanıyor. Bu ürünlerde ithalatçı olan Türkiye, başka ülkelere yönelmek zorunda. Ülkeler şimdiden kapanmaya başladı.

Önümüzdeki yıl buğday başta olmak üzere, bitkisel ve hayvansal ürünlerde ihracat yasaklarıyla karşılaşabiliriz. Yine buğday başta olmak üzere, stratejik ürünlerde belli bir miktar stok yapmak zorundayız. Eskiden olduğu gibi, iç piyasada fiyatlar yükseldiğinde gümrükleri düşürsek bile, ucuz fiyattan ürün bulmak mümkün değildir. Kuraklığın boyutları artarsa, paramız olsa dahi, ürün bulmak mümkün olmayacaktır. Yerli ve milli üretimden başka çaremiz yoktur. Ülkemizde boş toprak kalmamalıdır. Çiftçimizin terk ettiği boş, ekilmeyen topraklar üretime kazandırılmalıdır.

Dünyada ve ülkemizde yaşanan kuraklık riskine karşı, önlemlerimizi şimdiden almazsak, yeterli üretimi sağlayamazsak, artık üretici ülkelerden ucuz buğday, ucuz et, ucuz süt ürünleri ve diğer ürünleri temin etme imkanımız kalmayacaktır. Bu ülkelerden aynı zamanda enflasyon da ithal etmiş oluruz. Bu durum ülkemizdeki birçok insanımızın gıdaya ulaşamaması demektir. Kaldı ki, paramız olsa da, bazı ürünlerin ithalatı mümkün olmayacaktır. Çok acil olarak tedbirler almalıyız. Sulanmayan alanların sulamaya açılması başta olmak üzere, yapısal sorunlara odaklanmalı, üreticilerimizin bu dönemde zaten yüksek olan elektrik ve su maliyetleri daha da artacağı için acil olarak elektrik ve sulama ücretlerinde indirime gidilmeli, üreticilerimize verilen destekler artırılmalıdır. Bu ülkeyi namerde muhtaç etmeyen üreticilerimizi topraktan soğutmamalıyız.

Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım, Pandemi sürecinde paramız olduğu halde, hububat alamadığımız, pirinç bulamadığımız dönemler oldu. Devam eden pandemi riski sürecine bir de kuraklık riskini eklediğimizde; 2021 yılında gıda riskinin çok daha büyük boyutlarda olacağını söyleyebiliriz. Tedbirlerini almayan ülkeleri, 2021 yılında zor günler bekliyor.

Özellikle buğday gibi, temel bir ürünümüz, gıda güvenliğimiz açısından bir adım öne çıkmaktadır. Buğday tek başına ekili dikili alanların yüzde 35’ini oluşturmaktadır. Ülkemizde kuraklıktan en çok etkilenen ürünlerin başında buğday gelmektedir. Çünkü iklim, buğday için en önemli faktör konumundadır. Bugünlerde ekilişleri tamamlanmak üzere olan buğdayın üretimi, bu yüzden dalgalanmalar göstermektedir. Geçen yıl fiyatlardan memnun olan buğday üreticileri bu yıl ekim alanlarını genişletti. Üretici bu seçiminden dolayı da bir endişe içinde beklentiye girmiştir. Pandemi sürecinde, artan döviz kurlarından dolayı girdilerdeki artışlar ürün maliyetlerini yükseltmiştir. Kuraklıktan dolayı, bir de verim kayıpları göz önüne alındığında, 2021 yılında üreticinin maliyeti katlanarak artacaktır. Bu nedenle TMO, alım fiyatlarına dikkat etmelidir. Buğday fiyatları açıklandığında, üretici tüccara yönelmektedir. Böyle bir ortamda, tüccar buğdayı stoklarken, piyasada fiyatlar yükselmekte, TMO başta buğday olmak üzere, üreticiye verdiği fiyatın çok üzerinde fiyatlarla ithalat yapmaktadır.

Buğdayın yanında, arz açığı olan birçok ürünün üretimi de kuraklıktan etkilenecektir, daha fazla ithalat yapılmasına neden olacaktır. Kışlık ekimleri yapılan arpa, kırmızı mercimek arz açığı olan ürünlerimizdir. Arpa, buğday Orta Anadolu da görülecek kuraklıktan etkilenirken, Güneydoğu Anadolu’da kırmızı mercimek ve kuraklık böyle devam ederse ilkbaharda ekilecek yine arz açığı verdiğimiz ürünlerden pamuk üretimi tehlike altındadır. Trakya bölgesinde arpa buğday ve yine arz açığı verdiğimiz ayçiçeği, kuraklıktan etkilenecek önemli ürünlerimiz arasındadır. Doğu Anadolu’da kuraklık yem bitkileri ve meraları etkileyecek, hayvansal üretimin düşmesine neden olacaktır.

Tabii, bütün doğal afetlerden çiftçimizin zarar görmemesi mümkün değildir. Bu nedenle, doğal afetler karşısında çiftçimiz tek başına da bırakılmamalıdır. Tarım sigortası, çiftçi kayıt sistemine dahil olmayanları da kapsamalı, tüm riskleri de karşılamalıdır. Doğal afetlerden en çok zarar gören kesim olan üreticiler için sigorta yaptırmak fevkalade önemlidir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin çabalarıyla sigortalanmış kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluklarında ilçe genelinde gerçekleşen kuraklık, don, sıcak rüzgar ve sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış ile dolu paketi teminat kapsamına alınmıştır. Diğer

yandan, tarımda sigortalılık oranı Çiftçi Kayıt Sistemi kaydı olan üreticilerde yüzde 20’de kalmaktadır. Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, yüksek prim tutarları gelmektedir. Çiftçimiz bu fiyatlarla sigorta yaptırmakta zorlanmaktadır. Tarım sigortasında prim tutarları düşürülmeli veya devlet desteği artırılmalıdır."

Ankara HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.