Başkan Demir’den çocuk istismarına tepki

AYDIN- Geleceği emanet etmekle mükellef olduğumuz çocuklarımızın, sapkın ve karanlık zihniyetli insanların elinde uğradıkları tacizlerle, geleceğin tranva geçirmiş nesli olarak yetişmekte olduğunu belirten Başkan demir, yazısında şu ifadeleri kullandı:

‘’Ülkede işçi haklarını savunanları, 1 Mayısta bu dava uğruna yüzlercesi bu haklı dava adına can veriyorsa, yüzlerce canın geleceğini oluşturan körpecikleri hunharca adına şehvet diyerek yapılan barbarlıkların yok edilmesi için,  bu düzeni kuranlara karşı neden yürünmüyor binlerce vatandaşlarla, sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla, öğrencilerle tüm Türkiye’de.

Peki, bugünün zihniyeti bir ümmet toplumunu yaratma hevesiyle çocuklarımızı kimlere, hangi vakıflara, tarikatların kucağına itmiştir. Bu tablo dünün Cumhuriyet çocuklarının, bugün hangi karanlık zihniyetlere teslim edildiğinin tablosudur.

Geleceği emanet etmekle mükellef olduğumuz çocuklarımız, sapkın ve karanlık zihniyetli insanların elinde uğradıkları tacizlerle, geleceğin tranva geçirmiş nesli olarak yetişmektedir. Asıl tehlike ve yok oluş burada yatmaktadır.

Türkiye akıl almaz şeyler yaşıyor. Başta bu ülkeyi yönetenler, herkes, herkesler olanları seyir ediyor. Türkiye’de ana muhalefet partisinin lideri taşlanıyor, yumruklanıyor, bu menfur kişiler sonrasında, elleri öpülesi azizler olarak ilan edilip, muhakemelerce ödüllendirilip dışarı salınıyor. Bir başka Beka olayı yaşatsınlar diye mi salınıyorlar. Bu ülkede siyasi birinin eşcinsel kasetleri var iddiasıyla, ülkenin altına dinamit koyarcasına kararların altına imzası kolayca mı alınıyor, Cumhurbaşkanlığı hükümet modelini yaratıp, Cumhuriyeti, demokrasiyi tartışılır, nedeyse yok sayılır durumu yaratılıyor. Bu ülkede kardeşliğin, birliğin, beraberliğin varlığı sarsılıyor.

Bu ülkede bizim çocuklarımız sokaklarda arkadaşlarıyla oyunlar oynardı. Anneler eve gelen çocuklarının üstünü başını soyup, banyo yaptırırlardı. O çocuklar güneş kokarlardı, toz toprak kokarlardı, sevgi kaynağı olurulardı anne baba için. Bu ülkede anneler babalar çocuklarının gece boyu üstü açıldı mı, üşüdüler mi diye başlarında nöbet tutarlardı. Bu ülkede çocuklar hepimizin çocuklarıydı. Sokaklarda onların başlarını okşar çocuk sevgisini yaşardık.

Şimdi ne oldu bu ülkeye. Bu ülkenin Anadolu medeniyetinden beslenen Anadolu kültürüne ve inançlarımıza neler oldu. Bu ülkede vicdanlara ne oldu. Bu ülkede benim komşum aç yatarken ben nasıl uyurum duygularına neler oldu.

Bu ülke 16 yılda ne hale geldi. Bu ülkede yaşamanın, cennet mekân sevdası anlayışı, cehenneme nasıl dönüştü.

Bu ülkede severek ellerine çikolata verdiğimiz çocuklarımızı sokakta sevemiyoruz artık yanlış anlaşılırız diye. Bu ülkede gözü yaşlı çocuklarla ağlarken, onları hayatlarında yaşamayacağı acıları vererek körpecik bedenlerinden zevk alan caniler, alçaklar nasıl yetiştirildi. Bu ülkede Ensar vakfı adı altında hortumlanarak zenginleştirilip, çocuklarımıza kıymaları için, tacize alışık, şizofrendik bir geleceğe alıştırılmaları için hangi hainler görevlendirildi.

Bize ne oldu efendiler. Bu ülkede otelde 33 tane aydının yakılması için tekbir getirip insanları galeyana getirenler, neden küçücük bir bedene kıyanları bir daha kıyamasınlar diye sokaklara döküp yürüyüşler, protestolar neden yapılmıyor. Biz insanları yakın demiyoruz ama aramızda daha fazla görevli hain ve alçaklar çoğalıp ellerini kollarını sallayarak gezip, yeni körpeciklerin canını yakıp şehvete gelmesinler, yeni kurbanlar vermeyelim diye neden başkaldırıp yeni kanunların çıkarılmasını istemiyoruz. Ne oldu bize efendiler, çocukların duyulmayan çığlıkları hiç mi vicdanlarınızı incitmiyor ki sosyal medyada keyifli anı ve anılarınızı paylaşıyorsunuz. Yoksa sizde mi bu alçakların bir gün sizin ciğer parenize yapacaklarından endişe duymuyorsunuz.

Sokaklarda ki çocuklar bizim ama ya Türkiye’de ki hakim güçler, kimler tarafından ve içimize önce oluşan ahlak yozluğu ile ülke yok olsun diye içimize sokanlar kimler, bu caniler hangi ruhla eğitiliyorlar, körpeciklere bu zulmü yapıyorlar, hangi tarafın görevlileri…

Ahlak yok olursa, vatanda yok olur. Vatanı var eden sevdamız, vicdanlardaki ahlak yapısıyla ayakta kalır efendiler.’’