Baro’dan YSK’nın müdahalesine tepki

AYDIN- Aydın Barosu Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Başkan Bozkurt, sözlerine, “Milletimiz son derece yorucu bir referandum sürecinin sonunda, Pazar günü sandığa giderek tercihini yapmıştır. Çıkan sonuçlara bakıldığında; Aydınlı hemşerilerimizin yüzde 65 civarında bir oranla bu Anayasa değişikliğine hayır dedikleri anlaşılmaktadır. Türkiye ortalamasının üzerinde bir katılım göstererek sandığa gidip, demokratik haklarını kullanan Aydınlı hemşerilerimi kutluyorum” diye başladı.

Aydın Barosu olarak, baştan itibaren Anayasa Değişikliği metnini halka anlatarak bilgilendirmek üzere ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Başkan Bozkurt, “Çünkü sandığa gitmenin yanında, neyi oylayacağını bilmek de, vatandaşlarımızın en temel demokratik haklarındandır. Bu düşünceyle yürüttüğümüz çalışmaların yanı sıra, kullanılan oyun ne olduğuna bakmaksızın, vatandaşlarımızın yaşadığı sorunlara çözüm getirmek üzere, oylama ve sayım süreci boyunca Seçim Hukuku ve Güvenliği Merkezimiz hizmet vermiştir. Merkezimize sadece Aydın'dan değil, ülkemizin değişik yerlerinden sorunlar intikal ettirilmiş, hepsine çözüm getirilmiştir. Geç saatlere kadar bu merkezimizde görev yapan gönüllü avukatlarımıza yürekten teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun son anda SMS yoluyla yaptığı müdahalenin yasalara ve mevzuata aykırı olduğunu, şaibe ve meşruiyet tartışması başlattığını dile getiren Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“2010 yılında değişen ve yürürlükte bulunan 298 Sayılı Kanun'un 98. ve 101. maddeleri ile bizzat kendi genelgesinin 43. maddesi ortada iken, sayımlar sırasında gönderdiği bir SMS mesajı ile seçimlere damgayı vuran, ne yazık ki, çıkan sonuçlar yerine Y.S.K. olmuştur. Türk Milletinin takdirine herkes, ama vurgulayarak söylüyoruz, herkes ve en başta Yüksek Seçim Kurulu saygı göstermek zorundadır. Sandığa giren "evet" ya da "hayır", her oy milletimizin iradesini yansıtmakta olup, aynı şekilde değerlendirilmesi, sonuçların hiç bir yurttaşta şüphe bırakmayacak şeffaflıkla ortaya konulması zorunludur. Ne yazık ki, Y.S.K.'nın bir karara dahi dayanmayan müdahalesi, sonuçlar üzerinde şaibe ve meşruiyet tartışmasını beraberinde getirmiştir.

Seçim günü itibariyle yayınlanmış tek bir karar vardır. 559 Numaralı bu kararda tamamen mühürsüz pusulaların geçerli sayılacağına dair en küçük bir ibare yoktur. Üstelik; tercih yerine evet mührü kullanılan ve arka yüzü yerine ön yüzüne mühür basılan pusulaların geçerli sayılacağına dair bu kararın gerekçesinde, "Oy pusulalarının sandık kurulu mührü ile mühürlenmesinin amacı, oylamada sahte oy pusulası kullanımını engellemek" olduğu belirtilmiştir. Şimdi YSK'nın yapması gereken ilk iş, eğer o gün itibariyle tamamen mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılacağına dair bir kararı varsa bir an önce kamuoyuna açıklamak, yoksa hukuken gereğini yaptıktan sonra istifa etmektir. İradenin ve egemenliğin gerçek sahibi olan milletimizin evet ya da hayır, sonuç ne olursa olsun, sandığa giren geçerli oyları hiçbir şaibeye yer olmaksızın bilme hakkı vardır.

Yine, açıklanan sonuçlar, bu metin üzerinde, yani Anayasa konusunda toplumsal bir mutabakat bulunmadığını göstermektedir. Bunu herkesin sorumluluk duygusuyla ve sağduyuyla değerlendirmesi önemlidir. Daha da önemlisi; artık halkı birbirine karşı kışkırtıcı söylemlerden uzak durulmalıdır. Bu çerçevede, bazı basın mensuplarının zafer sarhoşluğu içerisinde Cumhuriyet'in cenaze namazından bahseden paylaşımları gibi tavırların da artık son bulmasını, bu tip eylemlere tevessül edenler içinse yetkililerin gereğini yapmasını bekliyoruz. Hiç kimsenin bu Milleti birbirine düşürmeye ve kutuplaştırmaya hakkı yoktur. Kamuoyuna saygılarımızla.”