Mersin: Kurtuluşu kutlamaya gölge düşürüldü

AYDIN- Başkan Mersin, yaptığı yazılı açıklamada, “Öncelikle, Millî Mücadelede Anadolu’nun her bir karış toprağında olduğu gibi genci, yaşlısı, kadını erkeğiyle kurtuluş destanı yazan ilimiz, düşman işgalinden kurtuluşunun 97. Yıldönümünü kutladı” dedi. Açıklamasına, “Yine Cumhuriyetin kurucu iradesinin partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilimize planladığı 2 günlük ziyaretin bir günü de 7 Eylül’de gerçekleşti” diye devam eden Mersin, şunları söyledi: “Aydın halkı bu iki sevinci bir arada yaşayacak olmanın hayalini kurarken, törenler sırasında gördük ki kutlama törenlerine gölge düşürmek üzerine planlar yapılmış! İktidar Partisi AKP’nin ne milli mücadele ne de bağımsızlık uğruna toprağa düşen canlar çok umurunda olmamış olacak ki; bir tane bile AKP milletvekili törenlere zahmet edip katılmadı. Ya da milli mücadelenin anlamından ve değerinden daha kıymetli işleri çıkmış olsa gerek. Biri doğalgaz fiyatlarına zam yapmakla birisi de arazi işleriyle meşguldü herhalde bu beylerin. Diğer ikisinin ise nerede olduğunu bilen gören dahi yok. Bizler bu dört arkadaşın ne Çete Ayşelerle, ne Yörük Alilerle, ne de Demirci Mehmet Efelerle işlerinin olmadığını biliyoruz da Sayın Aydın Valisi’ne ne demeli? Böyle bir günde 4 günlüğüne izin alıp yerine vekil bırakmak da neyin nesi? Yoksa Aydın Valiliği’nin törenlerde Aydın halkına yaşattığı unutulmayacak rezilliğe mi şahit olmak istemediniz Sayın Valim? Aydın’a Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlar uyarınca yapılan tanımla “Ana Muhalefet Partisi” lideri, Aydın Valiliği tarafından programı onaylanan, üstelik de katılımcılar arasında sizin ya da vekilinizin de olduğu bir törene misafir olarak katılacağı size bildiriliyor ve siz izin alıyorsunuz. Peki, törenlerde Aydın halkına yaşatılan kepazeliğe ne demeli? Valiliğinizce tören akışını sunmak üzere görevlendirilen memur, Ana Muhalefet Partisi Liderinin adını, katılan Vali Yardımcısından sonra anons ediyor. Üstelik çevresinden gelen uyarılara rağmen adeta bir yerlerden alacağı “aferin” in hayaliyle kulaklarını kapatarak yapıyor bunu. Devamında ise hediye sunumuna çağırmak lütfunda dahi bulunmuyor. Abideye davet etmek ise aklından bile geçmiyor. Sayın Valim bu tür rezillikler son 17 yılda bu ülkede zaman zaman yaşandı da sonunda Aydın da bu rezilliklerden birini yaşayan iller arasına girdi!.. Devlet protokolünde Cumhurbaşkanı Yardımcısının hemen yanında ağırlanan bir Devlet Büyüğü’nü Vali Yardımcısı’ndan sonra anons eden bir kendini bilmez hakkında geçen 2 günde ne tür bir inceleme veya soruşturma başlattınız Vali Bey? Aydın unutacak mı sanıyorsunuz bu rezilliği? Hani bu milletin misafirperverliği? Valilik görevlisinin aymazlığına karşın Aydın halkı fazlasıyla devlet büyüklerine saygılıdır ve bu ziyaretinde de Genel Başkanımızı da bağrına basmıştır. Sayın Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız da nezaketsizliğinde ısrar eden sunucunuza tam da yerinde ve Aydın’a yakışan tavrını göstermiş, bu rezilliğe son vermiştir. Bizleri en çok üzense bu kepazelik tiyatrosunun tüm perdelerinin bizzat Aydın Valisi’nin yerine vekil bıraktığı Vali Yardımcısı Hulusi Arat’ın gözünün önünde cereyan etmiş olmasıdır. Vali namına gelip oraya oturuyorsanız, ya o sunucuya haddini bildireceksiniz ya da oradaki Valilik Protokol Müdürü’ne gereğini yapacaksınız Sayın Arat. Devletin itibarının hem de sizin görevlendirdiğiniz bir kendini bilmez tarafından ayaklar altına alınışına öylece koltuğa yayılarak şahitlik edemezsiniz. Ederseniz de bu şehre yöneticilik etmiş olmazsınız, geçmişte gelip gidenler, adı unutulanlar gibi öylece gelir gidersiniz. Şimdi Aydın Valisi ve Vali Yardımcısı’ndan Aydın halkı bu konuda ne yapacaklarını veya yaptıklarını merakla bekliyor. Unutmayın Vali Beyler, ‘Kimseye baki değildir mülk ü devlet, sim ü zer Bir harap olmuş gönül tamir etmektir hüner.” Bir devlet büyüğüne Aydın’da reva gördüğünüz muameleden dolayı özür mü dilersiniz ya da gerçek ev sahibi Aydın halkının gönlünü nasıl alırsınız bilmem; ancak bu mülk size miras olmadığı gibi, bu şehir bu ayak oyunlarına girenleri ve ağababalarını şimdiye kadar hep sizin deyiminizle “pejmürde” etmiştir ve edecektir. Bilmem anlatabildim mi?