Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Aydem
Rıdvan Eşin

Hekimler tepkili

SAĞLIK 07.11.2018 - 18:59, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 2863+ kez okundu.
 

Hekimler tepkili

Aydın Tabipler Odası, düzenlediği basın toplantısıyla TBMM Başkanlığına sunulan Sağlıkta Şiddet Yasası’nın bütünüyle sorun teşkil ettiğini ve kabul edilemez olduğunu söyledi.

AYDIN- Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) TBMM Grup Başkanlığı tarafından, TBMM Başkanlığı’na sunulan 43 maddelik, “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifini değerlendiren Aydın Tabip Odası Başkanı Hakan Karagözlü, teklifin hazırlanırken herhangi hekim ve diğer sağlık meslek örgütlerinden görüş alınmadığını ve bu nedenle, yıllardır beklenen bir düzenlemenin hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi. Teklifin, sorunların kökenine yönelik çözümler önermediği gibi sağlık ortamı için yeni riskleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Başkan Karagöz, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Sağlıkta şiddetin çözümü ile ilgili olarak teklifin 24. maddesi sağlık personeline yönelik kasten suç işleyenlerin, polis tarafından yakalanması ile başlayan cezai hükümleri tanımlamaktadır. Bu hükümler, esasen kolluğun ve Cumhuriyet Savcılığının zaten yapması gereken görevler içinde tanımlanmıştır. Teklifte yer alan düzenleme, sorunun özüne yani suçun önlenmesine yönelik bir içeriğe sahip değildir. Oysa, Türk Tabipleri Birliği’nin dünya örneklerini de dikkate alarak 2009 yılında hazırlayıp defalarca belirttiği ve yasalaşması için önerdiği şekilde bir suç ve ceza maddesine ihtiyaç bulunmaktadır. Her ne kadar kamuoyuna ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ olarak sunulmaya çalışılsa da, AKP Milletvekillerince ‘Torba Yasa’ olarak TBMM’ye sunulmuş olan teklifin 24. Maddesinde yer alan düzenlemenin, Türk Tabipleri Birliği’nin ısrarla önerdiği ‘Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi’ ile hiçbir ilgisi yoktur. Türk Tabipleri Birliği, verdiği yasa teklifi ile sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilerin, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını, sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise belirlenen cezanın yüzde 50 oranında artırılmasını, verilen cezalarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılmamasını ve bu cezaların adlî para cezasına çevrilmemesini istemişti. Bu haliyle, etkisiz bir düzenlemenin teklif edilmesi, hekimlerin, sağlıkçıların canının, toplumun sağlığının sorunlarına deva olamayacağı açıktır. Teklifin 4. Maddesi OHAL uygulamaları ile kamu görevinden çıkarılan, çıkarılabilecek veya güvenlik soruşturması sonucuna göre atanması uygun bulunmayan, bulunmayacak hekim ve diş hekimlerini doğrudan, bütün hekimleri ise dolaylı olarak ilgilendirmektedir. Bu madde ile, maddede tarif edilen kapsamdaki hekimlerin hekim olarak çalışma olanağı kalmamıştır. Haklarında, meslek icrasının yasaklanmasını gerektiren bir suçtan dolayı mahkemeler tarafından verilmiş bir ceza olmayan hekimlerin, mesleklerini icra etme haklarının belirli süreyle tümüyle ortadan kaldırılması, devamında da çok güçleştirilmesi, hekimlik faaliyetinin ayrılmaz parçası olan tıbbi rapor düzenlenmesi yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması ağır bir biçimde hukuka aykırıdır. Hekimlerin, çocuklarının, ailelerinin işsizliğe, açlığa mahkum edilmesi, toplumun onların üreteceği sağlık hizmetinden yoksun bırakılmasıdır. Hukuken ve vicdanen kabul edilemez bir durumdur. Bu teklif yasalaşırsa kişilerin bu meslekleri kamuda ve hatta özelde icra edip edemeyeceğine, gerekçeleri belirtilmeyen, herhangi bir kanıta dayanmayan ‘Güvenlik soruşturmalarını’ yazan kişiler karar verecektir. Bu yaklaşım en temel ‘vatandaşlık hakkının’ ihlalidir. Bu madde ile kimi görevlilerin kişisel yorumuna dayalı olarak kamu görevinden ihraç edilen ya da güvenlik soruşturması olumsuz bulunan, bulunabilecek her hekim teklifteki tehdit ile karşı karşıya bırakılmıştır. İki yıldır yaşandığı üzere haksız ve hukuka aykırı olarak işsiz bırakılan hekimler, nitelikli emekleri nedeniyle ucuz iş gücü olarak gayri resmi çalıştırılma ve emek sömürüsüne maruz bırakılırken diğer hekimlerin ücretleri, özlük hakları da bu durum kullanılarak aşındırılmaktadır. Teklifin Şehir Hastanelerini Yapan ve İşleten Şirketler Lehine 38, 39 ve 40.Maddelerinde, şehir hastanesi yapan şirketler yararına yeni düzenlemeler getirilmesi planlanmıştır. Teklifte şirketlere hasta garantisi verilen tıbbi hizmetlerde, 10 yıllık süre garantisi verilmektedir. Böylelikle Sağlık Bakanlığı’nın bugüne kadar söylediği ‘beş yılda bir pazar testi yaparak günün koşullarına göre en uygun şirketlerle çalışabileceğiz’ savının gerçek olmadığı ortaya konulmaktadır. Bu teklif ile, Şehir hastanesi yapan şirketlere, yüzde 70 doluluk garantisi, ücretsiz Hazine arazisi, en az 25 yıl boyunca kira garantisi, tıbbi hizmetlerde en az 10 yıllık sözleşme garantisi, kurumlar vergisinde indirim, tam KDV muafiyeti, Kamu İhale Kanunundan muafiyet, alacakları kredilere türev ürünler dahil tam Hazine garantisi verilmiştir. Teklifin 11. ve 21. Maddeleri ile Meslek Örgütlerinin İşlevsiz Kılınması hedeflenmektedir. Hekim ve diş hekimlerinin kamu görev dışında birden fazla işyerinde çalıştırılmaları, çalışmaları halinde, bu tür çalışmaların sağlık hizmetlerine ve sağlık hizmet ortamına etkilerinin odalar tarafından değerlendirilmesine ilişkin kuralların kaldırılması teklif edilmektedir. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının ve 3224 sayılı Türk Diş hekimleri Birliği Yasasında yer alan bu hükümler, bir yandan halkın eriştiği sağlık hizmetinin niteliğinin korunması, diğer yandan hekim ve diş hekimlerinin sınırsız çalıştırılmalarının önüne geçerek çalışanların sağlığının korunmasını amaçlamaktadır. Hekim ve diş hekimlerini, zincir sağlık kuruluşlarında daha çok çalıştırmak isteyen işverenlerin, oda değerlendirmelerinin kaldırılması taleplerinin hayata geçirilmesi kamu yararı aykırıdır. Düzenleme Anayasa’nın 2 ve 135. Maddelerine aykırıdır. Teklifin Aile Hekimliğine ilişkin 29,30 ve 31. Maddelerinde; Aile hekimliği uygulamalarını yürütecek aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışmalarının 65 yaş ile sınırlandırıldığı görülmektedir. 694 sayılı KHK ile hekimler için yaş sınırı 72 olarak düzenlenmişken, görevin gerektirdiği niteliğin ne olduğu belirlenmeksizin ve 65 yaşın üzerindeki hekimlerin bu niteliklerden hangisini taşımadığı ortaya konulmaksızın, çalışma hak ve özgürlüğünü kısıtlayacak biçimde yaş ayrımcılığına dayalı bir düzenleme yapılmıştır. Aile hekimlerinin yıllık, mazeret ve bilimsel faaliyetlere katılma ile ilgili izinleri ile ilgili düzenlemenin devlet memurlarında korunan hakkın aile hekimlerine tanınmaması nedeniyle hukuken kabul edilebilir bir yanı yoktur. Teklifte Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyeti ve Birlikte Kullanıma ilişkin 20 ve 23. Maddeler, Anayasanın 130. Maddesi uyarınca öğretim üyelerinin her türlü özlük hakkının, yetki ve sorumluluklarının Kanun ile düzenleneceği kuralına aykırıdır. Yanı sıra, öğretim üyelerinin işlevlerini yerine getirilebilmesinin zeminini tarif eden akademik kurulların oluşumu, kurullara ve işleyişe katılıma dair 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda yer alan kuralların bütünüyle örtülü bir biçimde ortadan kaldırılması sonucunu doğurmaktadır. Öğretim üyelerinin, öğretim elemanlarının üniversite personelinin iş güvencesinin, akademik çalışma ortamının ve tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin tahrip edildiği bir teklif söz konusudur. Bütününde büyük sorunlar içeren Teklif bu haliyle kabul edilemez. Çünkü teklifin anlayışında bir sorun bulunmaktadır. Aslında böyle bir anlayış kabul edilemez. TBMM Sağlık Komisyonu’nda görüşülmekte olan taslak geri çekilmeli, yerine hekimlerin ve toplumun taleplerine uygun, hukuku esas alan yasa maddeleri içeren yeni bir teklif getirilmelidir. Hekimler olarak, Hipokrat’tan bu yana karşısındakinin kimliğini, dilini, dinini, cinsiyetini, toplumsal konumunu sorgulamadan ve ayrım yapmadan sağlık hizmeti sunmakla yükümlüyüz. Görevimizi bu anlayışla yerine getiriyoruz. Mesleğimizi icra ederken hiçbir erk tarafından ayrımcılığa tabi tutulmak ve mağdur edilmek istemiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, bin bir emekle kazanılmış hekimlik mesleğinin icrasını değil sağlıkta şiddeti durduracak somut maddeler içeren yasalar çıkarmaya davet ediyoruz.’’
Aydın Tabipler Odası, düzenlediği basın toplantısıyla TBMM Başkanlığına sunulan Sağlıkta Şiddet Yasası’nın bütünüyle sorun teşkil ettiğini ve kabul edilemez olduğunu söyledi.

AYDIN- Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) TBMM Grup Başkanlığı tarafından, TBMM Başkanlığı’na sunulan 43 maddelik, “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifini değerlendiren Aydın Tabip Odası Başkanı Hakan Karagözlü, teklifin hazırlanırken herhangi hekim ve diğer sağlık meslek örgütlerinden görüş alınmadığını ve bu nedenle, yıllardır beklenen bir düzenlemenin hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi. Teklifin, sorunların kökenine yönelik çözümler önermediği gibi sağlık ortamı için yeni riskleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Başkan Karagöz, sözlerine şöyle devam etti:

‘’Sağlıkta şiddetin çözümü ile ilgili olarak teklifin 24. maddesi sağlık personeline yönelik kasten suç işleyenlerin, polis tarafından yakalanması ile başlayan cezai hükümleri tanımlamaktadır. Bu hükümler, esasen kolluğun ve Cumhuriyet Savcılığının zaten yapması gereken görevler içinde tanımlanmıştır. Teklifte yer alan düzenleme, sorunun özüne yani suçun önlenmesine yönelik bir içeriğe sahip değildir. Oysa, Türk Tabipleri Birliği’nin dünya örneklerini de dikkate alarak 2009 yılında hazırlayıp defalarca belirttiği ve yasalaşması için önerdiği şekilde bir suç ve ceza maddesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Her ne kadar kamuoyuna ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ olarak sunulmaya çalışılsa da, AKP Milletvekillerince ‘Torba Yasa’ olarak TBMM’ye sunulmuş olan teklifin 24. Maddesinde yer alan düzenlemenin, Türk Tabipleri Birliği’nin ısrarla önerdiği ‘Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi’ ile hiçbir ilgisi yoktur. Türk Tabipleri Birliği, verdiği yasa teklifi ile sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilerin, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını, sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise belirlenen cezanın yüzde 50 oranında artırılmasını, verilen cezalarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılmamasını ve bu cezaların adlî para cezasına çevrilmemesini istemişti. Bu haliyle, etkisiz bir düzenlemenin teklif edilmesi, hekimlerin, sağlıkçıların canının, toplumun sağlığının sorunlarına deva olamayacağı açıktır.

Teklifin 4. Maddesi OHAL uygulamaları ile kamu görevinden çıkarılan, çıkarılabilecek veya güvenlik soruşturması sonucuna göre atanması uygun bulunmayan, bulunmayacak hekim ve diş hekimlerini doğrudan, bütün hekimleri ise dolaylı olarak ilgilendirmektedir. Bu madde ile, maddede tarif edilen kapsamdaki hekimlerin hekim olarak çalışma olanağı kalmamıştır. Haklarında, meslek icrasının yasaklanmasını gerektiren bir suçtan dolayı mahkemeler tarafından verilmiş bir ceza olmayan hekimlerin, mesleklerini icra etme haklarının belirli süreyle tümüyle ortadan kaldırılması, devamında da çok güçleştirilmesi, hekimlik faaliyetinin ayrılmaz parçası olan tıbbi rapor düzenlenmesi yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması ağır bir biçimde hukuka aykırıdır. Hekimlerin, çocuklarının, ailelerinin işsizliğe, açlığa mahkum edilmesi, toplumun onların üreteceği sağlık hizmetinden yoksun bırakılmasıdır. Hukuken ve vicdanen kabul edilemez bir durumdur. Bu teklif yasalaşırsa kişilerin bu meslekleri kamuda ve hatta özelde icra edip edemeyeceğine, gerekçeleri belirtilmeyen, herhangi bir kanıta dayanmayan ‘Güvenlik soruşturmalarını’ yazan kişiler karar verecektir. Bu yaklaşım en temel ‘vatandaşlık hakkının’ ihlalidir.

Bu madde ile kimi görevlilerin kişisel yorumuna dayalı olarak kamu görevinden ihraç edilen ya da güvenlik soruşturması olumsuz bulunan, bulunabilecek her hekim teklifteki tehdit ile karşı karşıya bırakılmıştır. İki yıldır yaşandığı üzere haksız ve hukuka aykırı olarak işsiz bırakılan hekimler, nitelikli emekleri nedeniyle ucuz iş gücü olarak gayri resmi çalıştırılma ve emek sömürüsüne maruz bırakılırken diğer hekimlerin ücretleri, özlük hakları da bu durum kullanılarak aşındırılmaktadır. Teklifin Şehir Hastanelerini Yapan ve İşleten Şirketler Lehine 38, 39 ve 40.Maddelerinde, şehir hastanesi yapan şirketler yararına yeni düzenlemeler getirilmesi planlanmıştır. Teklifte şirketlere hasta garantisi verilen tıbbi hizmetlerde, 10 yıllık süre garantisi verilmektedir. Böylelikle Sağlık Bakanlığı’nın bugüne kadar söylediği ‘beş yılda bir pazar testi yaparak günün koşullarına göre en uygun şirketlerle çalışabileceğiz’ savının gerçek olmadığı ortaya konulmaktadır. Bu teklif ile, Şehir hastanesi yapan şirketlere, yüzde 70 doluluk garantisi, ücretsiz Hazine arazisi, en az 25 yıl boyunca kira garantisi, tıbbi hizmetlerde en az 10 yıllık sözleşme garantisi, kurumlar vergisinde indirim, tam KDV muafiyeti, Kamu İhale Kanunundan muafiyet, alacakları kredilere türev ürünler dahil tam Hazine garantisi verilmiştir.

Teklifin 11. ve 21. Maddeleri ile Meslek Örgütlerinin İşlevsiz Kılınması hedeflenmektedir. Hekim ve diş hekimlerinin kamu görev dışında birden fazla işyerinde çalıştırılmaları, çalışmaları halinde, bu tür çalışmaların sağlık hizmetlerine ve sağlık hizmet ortamına etkilerinin odalar tarafından değerlendirilmesine ilişkin kuralların kaldırılması teklif edilmektedir. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasasının ve 3224 sayılı Türk Diş hekimleri Birliği Yasasında yer alan bu hükümler, bir yandan halkın eriştiği sağlık hizmetinin niteliğinin korunması, diğer yandan hekim ve diş hekimlerinin sınırsız çalıştırılmalarının önüne geçerek çalışanların sağlığının korunmasını amaçlamaktadır. Hekim ve diş hekimlerini, zincir sağlık kuruluşlarında daha çok çalıştırmak isteyen işverenlerin, oda değerlendirmelerinin kaldırılması taleplerinin hayata geçirilmesi kamu yararı aykırıdır. Düzenleme Anayasa’nın 2 ve 135. Maddelerine aykırıdır.

Teklifin Aile Hekimliğine ilişkin 29,30 ve 31. Maddelerinde; Aile hekimliği uygulamalarını yürütecek aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışmalarının 65 yaş ile sınırlandırıldığı görülmektedir. 694 sayılı KHK ile hekimler için yaş sınırı 72 olarak düzenlenmişken, görevin gerektirdiği niteliğin ne olduğu belirlenmeksizin ve 65 yaşın üzerindeki hekimlerin bu niteliklerden hangisini taşımadığı ortaya konulmaksızın, çalışma hak ve özgürlüğünü kısıtlayacak biçimde yaş ayrımcılığına dayalı bir düzenleme yapılmıştır. Aile hekimlerinin yıllık, mazeret ve bilimsel faaliyetlere katılma ile ilgili izinleri ile ilgili düzenlemenin devlet memurlarında korunan hakkın aile hekimlerine tanınmaması nedeniyle hukuken kabul edilebilir bir yanı yoktur.

Teklifte Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyeti ve Birlikte Kullanıma ilişkin 20 ve 23. Maddeler, Anayasanın 130. Maddesi uyarınca öğretim üyelerinin her türlü özlük hakkının, yetki ve sorumluluklarının Kanun ile düzenleneceği kuralına aykırıdır. Yanı sıra, öğretim üyelerinin işlevlerini yerine getirilebilmesinin zeminini tarif eden akademik kurulların oluşumu, kurullara ve işleyişe katılıma dair 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda yer alan kuralların bütünüyle örtülü bir biçimde ortadan kaldırılması sonucunu doğurmaktadır. Öğretim üyelerinin, öğretim elemanlarının üniversite personelinin iş güvencesinin, akademik çalışma ortamının ve tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin tahrip edildiği bir teklif söz konusudur.

Bütününde büyük sorunlar içeren Teklif bu haliyle kabul edilemez. Çünkü teklifin anlayışında bir sorun bulunmaktadır. Aslında böyle bir anlayış kabul edilemez. TBMM Sağlık Komisyonu’nda görüşülmekte olan taslak geri çekilmeli, yerine hekimlerin ve toplumun taleplerine uygun, hukuku esas alan yasa maddeleri içeren yeni bir teklif getirilmelidir.

Hekimler olarak, Hipokrat’tan bu yana karşısındakinin kimliğini, dilini, dinini, cinsiyetini, toplumsal konumunu sorgulamadan ve ayrım yapmadan sağlık hizmeti sunmakla yükümlüyüz. Görevimizi bu anlayışla yerine getiriyoruz. Mesleğimizi icra ederken hiçbir erk tarafından ayrımcılığa tabi tutulmak ve mağdur edilmek istemiyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, bin bir emekle kazanılmış hekimlik mesleğinin icrasını değil sağlıkta şiddeti durduracak somut maddeler içeren yasalar çıkarmaya davet ediyoruz.’’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.