Hasan Dinçer
Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Mustafa Savaş
Rıdvan Eşin

CHP’li Bülbül: Bu karar YSK darbesidir

SİYASET 12.05.2019 - 17:14, Güncelleme: 01.12.2020 - 14:50 2841+ kez okundu.
 

CHP’li Bülbül: Bu karar YSK darbesidir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, YSK’nın, 6 Mayıs’ta aldığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’nin yenilenmesi kararını, “Bu karar YSK darbesidir” diye yorumladı.

AYDIN- Yazılı bir açıklama yapan Milletvekili Süleyman Bülbül, YSK, 6 Mayıs’ta, “Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine” 4’e karşı 7 oyla yani oy çokluğu ile karar verdiğini belirterek, “31 Mart Seçim sonucunu iptal eden karara imza atan 7 YSK üyesi hakimlerin verdikleri bu hukuksuz kararla deyim yerindeyse yatacak yerleri yoktur” dedi. İstanbul seçiminin yenilenmesi kararının, Seçim Kanunu’nun, YSK’nın yerleşmiş içtihatlarının ve seçim için çıkardıkları genelgelerinin açıkça ihlali olduğunu belirten Bülbül, “YSK, tüm bunları bir kenara bırakmış yasaya, hukuka, genelgelere aykırı karar vermiştir. Şöyle ki; YSK’nın 31 Mart Seçimleri’yle ilgili yayımladığı seçim takvimine göre, sandık kurullarının oluşumuyla ilgili itiraz süresi, 2 Mart 2019 tarihinde sona ermiştir. Kurulun bu konuda emsal kararları da bulunmamaktadır” diye konuştu. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, açıklamasını şöyle sürdürdü: “YSK, Bursa Mustafakemalpaşa’daki bazı sandık kurulu başkanlarının aynı zamanda Mustafakemalpaşa Belediyesi’nde görevli olduğu gerekçesiyle yapılan itirazı, seçim takvimine uygun tarihte başvuru yapılmadığı için reddetmiştir. Kurul’un 20 Nisan 2019 tarihli kararı şöyledir: ‘Kurulumuz tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, sandık kurullarının teşkiline ilişkin itirazların Yüksek Seçim Kurulu’nun 13/12/2018 tarih ve 2018/1105 sayılı kararı ile kabul edilen Seçim Takvimi’ne göre 2 Mart 2019 tarihinde kesin olarak karara bağlanması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.’ Erzurum Pasinler İlçe Belediyesi seçimlerine yapılan itiraz da bu çerçevede reddedilmiştir. YSK, ilçe seçim kurulu başkanına, yeterli sayıda kamu görevlisi bulunmaması halinde, seçim kurullarında kamu görevi yürütecek kişileri görevlendirme yetkisi vermektedir. YSK’nın 31 Mart Seçimleri’yle ilgili yayımladığı 139 sayılı genelgenin, seçim kurullarının belirlenmesiyle ilgili 10. maddesi şu hükmü içermektedir: ‘İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 298 Sayılı Kanu’nun 22. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksiklikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler arasından tamamlanır.’ Bu çerçevede, kamu görevlisi sayısı yeterli olmadığı bir koşulda, ilçe seçim kurulu başkanının sandık kurulunda görev alacak kişileri belirleme, söz konusu kişilere kamu görevi sorumluluğu verme hakkı ve imkanı vardır. Bu nedenle sandıkta oy kullanan seçmenin, adayın ve partilerin kamu görevlilerinin sandık başkanı ve sandık görevlisi belirlenmesi sürecine müdahalesi yoktur. Seçmen bu kararla cezalandırılmaktadır. Karar, hukuka, mevzuata, akla ve vicdana aykırıdır.” Sandık başkanları ve üyelerin, AKP iktidarının tayin ettiği kaymakam ve mülki idari amirlerinin gönderdiği listelerden, yine HSK’nın belirlediği ilçe seçim kurulu hakimleri tarafından belirlenmekte olduğunu anlatan Bülbül, “ Yani sandık başkanı ve üyelerinin kamu görevlisi olup olmadığı konusunda, o sandıkta oy kullanan seçmenin, adayın ve seçime giren siyasi partilerin hiçbir tercihi yoktur. Ayrıca bu kişilerin seçim sonuçlarını etkilediğine ilişkin somut kanıt da yoktur. Sandıkta AKP ve MHP’nin sandık üyeleri ve müşahitleri var olup, oy kullanma sürecinde ve sayımda hiçbir itirazları bu sandıklarda olmamıştır. Tüm bunlar ortadayken seçimin iptali tümüyle hukukun katledilmesidir, seçmenin cezalandırılmasıdır” diye konuştu. CHP Milletvekili Süleyman Bülbül’ün açıklaması şöyle sürüyor: “Bunun yanı sıra, aynı zarf içinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Belediye Meclis Üyeliği, İlçe Belediye Başkanlığı ve Muhtarlık olmak üzere 4 pusula bulunmaktadır. Yani seçim kurulunun, aynı zarf içinde 1 pusulada usulsüzlük yapıp, 3 pusulada uygun davranmış olmasının mantıklı hiçbir açıklaması olamaz. Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesinin tek nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesidir. Yıllardır yönettikleri bütçeyi kaybetme korkusudur. Ancak bilinmesi gerekir ki korkunun ecele faydası yoktur. YSK hukuku bir kenara itmiş ve iktidarın baskısı, müdahalesi altında bu kararı vermiştir. Bu hukuk değil darbedir. YSK darbesidir! Seçmen iradesine müdahaledir. Memleketin seçim değil, geçim derdinin olduğu bir süreçte alınan bu karar, Türk Hukuk ve siyasi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. Hak ederek seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası iptal edilerek, 16 Milyon İstanbullunun iradesi ve sandık iradesi yok sayılmıştır. YSK’nın bu talimatlı darbesine, İstanbul seçmeni 23 Haziran’da gereken cevabı Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Başkanı seçerek verecektir. 23 Haziran’da Herşey çok güzel olacaktır.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, YSK’nın, 6 Mayıs’ta aldığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’nin yenilenmesi kararını, “Bu karar YSK darbesidir” diye yorumladı.

AYDIN- Yazılı bir açıklama yapan Milletvekili Süleyman Bülbül, YSK, 6 Mayıs’ta, “Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine” 4’e karşı 7 oyla yani oy çokluğu ile karar verdiğini belirterek, “31 Mart Seçim sonucunu iptal eden karara imza atan 7 YSK üyesi hakimlerin verdikleri bu hukuksuz kararla deyim yerindeyse yatacak yerleri yoktur” dedi.

İstanbul seçiminin yenilenmesi kararının, Seçim Kanunu’nun, YSK’nın yerleşmiş içtihatlarının ve seçim için çıkardıkları genelgelerinin açıkça ihlali olduğunu belirten Bülbül, “YSK, tüm bunları bir kenara bırakmış yasaya, hukuka, genelgelere aykırı karar vermiştir. Şöyle ki; YSK’nın 31 Mart Seçimleri’yle ilgili yayımladığı seçim takvimine göre, sandık kurullarının oluşumuyla ilgili itiraz süresi, 2 Mart 2019 tarihinde sona ermiştir. Kurulun bu konuda emsal kararları da bulunmamaktadır” diye konuştu.

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“YSK, Bursa Mustafakemalpaşa’daki bazı sandık kurulu başkanlarının aynı zamanda Mustafakemalpaşa Belediyesi’nde görevli olduğu gerekçesiyle yapılan itirazı, seçim takvimine uygun tarihte başvuru yapılmadığı için reddetmiştir.

Kurul’un 20 Nisan 2019 tarihli kararı şöyledir:

‘Kurulumuz tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, sandık kurullarının teşkiline ilişkin itirazların Yüksek Seçim Kurulu’nun 13/12/2018 tarih ve 2018/1105 sayılı kararı ile kabul edilen Seçim Takvimi’ne göre 2 Mart 2019 tarihinde kesin olarak karara bağlanması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.’

Erzurum Pasinler İlçe Belediyesi seçimlerine yapılan itiraz da bu çerçevede reddedilmiştir. YSK, ilçe seçim kurulu başkanına, yeterli sayıda kamu görevlisi bulunmaması halinde, seçim kurullarında kamu görevi yürütecek kişileri görevlendirme yetkisi vermektedir.

YSK’nın 31 Mart Seçimleri’yle ilgili yayımladığı 139 sayılı genelgenin, seçim kurullarının belirlenmesiyle ilgili 10. maddesi şu hükmü içermektedir:

‘İlçe seçim kurulu başkanı, sandık kurulunun kalan bir asıl ve bir yedek üyesini belirlemek için önce, 298 Sayılı Kanu’nun 22. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca bildirilen listeden sandık kurulu başkanı olarak belirlenmeyenler arasından, ihtiyaç duyulan sandık kurulu üye sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişilerden mani hali bulunmayanları sandık kurulu asıl ve yedek üyesi olarak belirler. Üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksiklikler, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve sandık kurulunda görev verilmesinde sakınca olmayan kimseler arasından tamamlanır.’

Bu çerçevede, kamu görevlisi sayısı yeterli olmadığı bir koşulda, ilçe seçim kurulu başkanının sandık kurulunda görev alacak kişileri belirleme, söz konusu kişilere kamu görevi sorumluluğu verme hakkı ve imkanı vardır.

Bu nedenle sandıkta oy kullanan seçmenin, adayın ve partilerin kamu görevlilerinin sandık başkanı ve sandık görevlisi belirlenmesi sürecine müdahalesi yoktur. Seçmen bu kararla cezalandırılmaktadır. Karar, hukuka, mevzuata, akla ve vicdana aykırıdır.”

Sandık başkanları ve üyelerin, AKP iktidarının tayin ettiği kaymakam ve mülki idari amirlerinin gönderdiği listelerden, yine HSK’nın belirlediği ilçe seçim kurulu hakimleri tarafından belirlenmekte olduğunu anlatan Bülbül, “ Yani sandık başkanı ve üyelerinin kamu görevlisi olup olmadığı konusunda, o sandıkta oy kullanan seçmenin, adayın ve seçime giren siyasi partilerin hiçbir tercihi yoktur. Ayrıca bu kişilerin seçim sonuçlarını etkilediğine ilişkin somut kanıt da yoktur. Sandıkta AKP ve MHP’nin sandık üyeleri ve müşahitleri var olup, oy kullanma sürecinde ve sayımda hiçbir itirazları bu sandıklarda olmamıştır. Tüm bunlar ortadayken seçimin iptali tümüyle hukukun katledilmesidir, seçmenin cezalandırılmasıdır” diye konuştu.

CHP Milletvekili Süleyman Bülbül’ün açıklaması şöyle sürüyor:

“Bunun yanı sıra, aynı zarf içinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Belediye Meclis Üyeliği, İlçe Belediye Başkanlığı ve Muhtarlık olmak üzere 4 pusula bulunmaktadır. Yani seçim kurulunun, aynı zarf içinde 1 pusulada usulsüzlük yapıp, 3 pusulada uygun davranmış olmasının mantıklı hiçbir açıklaması olamaz. Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal edilmesinin tek nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesidir. Yıllardır yönettikleri bütçeyi kaybetme korkusudur. Ancak bilinmesi gerekir ki korkunun ecele faydası yoktur.

YSK hukuku bir kenara itmiş ve iktidarın baskısı, müdahalesi altında bu kararı vermiştir. Bu hukuk değil darbedir. YSK darbesidir! Seçmen iradesine müdahaledir. Memleketin seçim değil, geçim derdinin olduğu bir süreçte alınan bu karar, Türk Hukuk ve siyasi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. Hak ederek seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası iptal edilerek, 16 Milyon İstanbullunun iradesi ve sandık iradesi yok sayılmıştır. YSK’nın bu talimatlı darbesine, İstanbul seçmeni 23 Haziran’da gereken cevabı Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Başkanı seçerek verecektir.

23 Haziran’da Herşey çok güzel olacaktır.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.